top of page

Modern Kadın gibi dizilere neden ihtiyacımız var?

  • groundedreamer
  • 6 Ara
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 gün önce

Gain’de 2025 Haziran’da, 10 bölümden oluşan ilk ve şimdilik tek sezonuyla hayatımıza giren Modern Kadın dizisi, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Daha önce Türkiye’de, modern şehir hayatı, arkadaşlık ilişkileri, iş yaşamı ve aşk hikâyelerini kadını merkeze alarak ve kadın perspektifiyle mizah formatında anlatan başka bir yapım olmamıştı. Bu yüzden üzerinde konuşmayı değerli buluyorum.


ree

Modern Kadın, modern şehir kadınının gündelik yaşamını mizah ve dramı dengeli bir şekilde sunan özgün bir yapım. Dizinin senaristlerinden ve başrol oyuncusu İrem Sak’in canlandırdığı Pınar, hikâyenin merkezinde yer alıyor. Dizi yalnızca bireysel bir karakter hikâyesi değil; Türkiye’deki kadın deneyimlerini yansıtan, toplumsal bir fotoğraf olarak da önem taşıyor.


Pınar, 35 yaşında, İstanbul’da yaşayan bağımsız, kariyer sahibi bir kadın. Modern yaşamın sunduğu özgürlükleri kullanmaya çalışırken, zaman zaman geleneksel aile beklentilerinin ağırlığı altında sıkışabiliyor. İş hayatında cinsiyetçi yaklaşımlarla mücadele ediyor, terfi ve profesyonel başarı uğruna erkek egemen sistemde yerini korumaya çalışıyor ve kendi inandıklarının peşinden gidiyor. Ailesi ve çevresi onu sürekli olarak evlilik, düzenli bir hayat ve “kadın olarak ne yapmalı” sorularıyla karşı karşıya bırakıyor. Bu süreçte Pınar, hayatının aşkını arıyor ve çeşitli ilişki deneyimlerinden geçiyor. Dizi, toplumsal cinsiyet rollerini sorgularken kadın dayanışmasının önemini de ön plana çıkarıyor. İş ortamındaki kadın dayanışmalarının yanı sıra, Pınar’ın en yakın arkadaşları Ferda ve Gözde ile kurduğu ilişki de bu dayanışmayı vurguluyor: izleyiciye, hayatın zorluklarını bazen bir dost sohbetiyle masaya yatırıldığında, sorunlar çözülemese bile sırt sırta hafifleyebileceğini hatırlatıyor.


ree

Modern Kadın’ın başarısı, anlattığı dertleri ve konuları göze batırmadan ele alan naif mizahi dilinden geliyor. Tabii ki, inceliklerle hazırlanmış bu senaryoyu, kuvvetli oyuncu kadrosu ve yönetmenin yaratıcı katkılarıyla birleşince, 20–25 dakikalık bölümlerin her dakikası tekrara düşmeden izlenir hâle geliyor. Türkiye’de benzer temaları işleyen erken 2000ler kült sitkomları saymazsak, kadın perspektifinden kadın-erkek rollerini mizahi bir şekilde ele alan bir yapım bulunmuyor. Global ölçekte ise Fleabag, format ve anlatım açısından Modern Kadın’a yakın bir örnek olarak değerlendirilebilir. Fleabag’in ana karakteri Fleabag, anti-karakter özellikleri taşıyan bir figür; davranışları çoğu zaman düzensiz ve kendi çıkarları doğrultusunda. Sosyal normlara uymakta zorlanan bir karakter. Buna karşın Pınar, sempatik, toplumsal çatışmalarla mücadele eden ve izleyicide empati uyandıran bir figür olarak öne çıkıyor. Fleabag’de kara mizah ve absürt olaylar ön plandayken, Modern Kadın günlük yaşam mizahını, toplumsal gözlemleri ve kadın dayanışmasını ön plana çıkarıyor. Bu yüzden Pınar’ı “bizden biri” olarak izliyor ve onun hikâyesinde kendimizi görebiliyor, yer yer yapılmış harika tespitler ve zekice dokundurmalarına tebessüm edebiliyoruz.


ree

Neden bu tarz yapımlara ihtiyacımız olduğuna gelecek olursak, Pınar’ın deneyimleri, izleyicilere hem empati hem farkındalık sağlıyor ve değişim için basit ama etkili bir mesaj veriyor: kadınların yaşadığı gerçekleri yüksek sesle dile getirmek, güldürerek bile olsa toplumsal fark yaratabilir. Sadece kadın hikâyeleri özelinde değil, keşke farklı alanlara dokunan hikâyelerde de günlük yaşamda karşılaşılan karmaşık zorlukları bu şekilde mizahi bir dille ele alan naif yapımlar olsa ve bu konuları görünür kılabilse; bizlerin farkındalığını artırsa ne güzel olurdu, değil mi?

Yorumlar


bottom of page